Rönesans, ortaçağ ile yeni çağ arasında (özellikle 17. yüzyıla kadar) yaşanmış olan bir dönemdir. Daha kesin bir ifade ile aslında bir geçiş dönemidir. Rönesans’ın başlangıcı olarak genellikle 1453 (İstanbul ‘un fethi) veya 1517 (reformasyonun başlaması) yılları kabul edilmektedir. Astroloji, entelektüel ve ekonomik faaliyetlerde yaşanan patlamaya denk gelince, hızla popülerlik kazandı.
Bu yüzden de kaçınılmaz olarak kilise için daha büyük hedef haline geldi. Birçok Avrupa ülkesinde astroloji kürsüleri kuruldu. Astroloji, hem tanısal, hem de ön görüsel bir araç olarak kullanıldığı için, çoğu tıp öğrencisine zorunlu bir ders oldu. Rönesans döneminde, Antik Yunan astrolojisi metinlerine ve Ptolemy‘e ilgi daha da arttı. Diğer taraftan Müslüman Türklerin imparatorluklarını genişletmesi ile politik ve askeri olarak Türklerden korku Avrupa’da hakim olmaya başlamıştı. Bu durum Batı Avrupa’nın doğudan kültürel ve ekonomik olarak izole olmasına sebep oldu.
Çağın gidişatı ve doğu karşıtı görüşler, dikkatlerin tekrar Ptolemy ve Antik Yunan Astrolojisi‘nin kaynaklarına dönmesine sebep oldular. Bu yapılırken, Araplar tarafından yapılan ilavelerden kurtularak astrolojiyi arındırmak, eskisi gibi orijinal ve daha üstün nitelikli Antik Yunan Astrolojisi oluşturmak görüşü benimsendi. Birçok kişi Yunan Astrolojisi‘nin, Araplar’ın yanlış doktrinleriyle kirlendiğini öne sürmekteydi. Arap çevirmenlerin Ptolcmy’nin orijinal bilgilerini, yozlaştırarak ve metinlere bazı ilaveler yaparak çevirdikleri iddia ediliyordu.
Aslında, Araplar Ptolemy’nin farkındaydılar, ama Dorotheus‘u takip ediyorlardı. Tam bu noktada hocam Robert Zoller’in “Arabic Astrologv ” adlı eserinden bir alıntı yapacağım:
“Holden (A Histoıy of Horoscopic Astrology), doğru bir biçimde, Ptolemy’nin bir astroloji otoritesi olmadığını belirtmektedir. Ptolemy ‘nin uygulama yapan bir astrolog olduğuna dair hiçbir ka111t yoktur. Hiçbir vaka çalışması ya da sanata dair biitiinhiklı”i bir tasvir sunmamaktadır.
Modern Batı Astrolojisi Ptolemik temellere dayandığı müddetçe kaçınılmaz olarak eksik kalacaktır. Asltnda Dorotheus, klasik dünyada uygulanan şekliyle astrolojinin gerçek durumunu daha iyi kavramamızı sağlar. Astrolojik teknikler Avrupa’ya Araplardan geçince, hem Dorotheus geleneği, hem de Ptolemik gelenek, birbirlerinden net bir şekilde ayrılabilen gelenekler şeklinde olmasa da, Avrupa ‘ya geçti. Ortaçağ yazarları, her ikisini de birleştirme eğilimi gösterdiler ve ikisi arasında bir ayrım olduğunu fark etmediler “.
Rönesans döneminin en önemli isimleri arasında Jean Baptiste Morin, Jcrome Cardan, William Lilly, John Partridge, John Dee, William Ramasey, John Gadbury, Henry Coley ve Placidus di Tito’yu sayabiliriz. Rönesans Astrolojisi veya pratik uygulamalar anlamıyla Geleneksel Astroloji, Saat Astrolojisi (Horary Astrology) üzerine olan etkili çalışmaları ile tanıdığımız William Lilly‘nin çalışmalarıyla adeta özdeşleştirilmiştir. Rönesans döneminin en önemli gelişmelerinden birisi de, şüphesiz Kepler tarafından minör açıların ortaya konması oldu.
Johannes Kepler (1571-1630): Modern astronominin temelini oluşturan “Kepler Gezegensel Hareket Yasalarını” formüle eden astronom olarak tanınmaktadır. Gençliğinde astrolojiyle de ilgilenmiştir. Birkaç almanak hazırlamış, astroloji üzerine bazı kısa yazılar yazmış ve çeşitli şahısların haritalarını yorumlamıştır. Bu kişiler arasında en meşhuru, Prens Wallenstein‘dır (1583-1634).
Astroloji, İtalya’da 1 6. yüzyılın son kısmına kadar yükselişteydi. Sonra Papalar, kısmen dini kuruntularla, kısmen de görev başındaki Papa’nın ne zaman öleceğine dair öngörüler yayan ve yayınlayan astrologların yarattığı rahatsızlık nedeniyle, astrolojiyi engellemeye başladılar. Üniversiteler birer birer astroloji kürsülerini kaldırdılar. Buna karşın astroloji, bir yüzyıl daha astronomi ya da tıbba ek olarak öğretilmeye devam etti. Bu dönemde Jerome Cardan‘ın astroloji çalışmaları, bugünün matematiğine öncülük etmiştir. 17. yüzyılda Batı Avrupa’ da bir bilimsel devrim görüldü.
Matematiksel, fiziksel ve kimyasal gelişmeler oldu ve birçok batılı entelektüel bu uygulamalı bilimler sayesinde gizemli doğayı kavramaya başladılar. Astronomi dünyasında Kopernik’in “Güneş Merkezli” görüşü geniş kabul gördü ve bu durum Ptolemy’nin “Dünya Merkezli” görüşünü çürütmüş oldu. Bu durum, Dünya Astrolojisi hakkında şüpheler duyulmasına sebep oldu ki bu astroloji esas olarak Ptolemy’e dayanıyordu. Batı Avrupa’da zaten azalmakta olan ve klasik astroloji olarak adlandırdığımız tür astroloji 1650- 1700 yılları arasında neredeyse tamamen kaybolmaya başladı.
İngiltere’de William Lilly‘nin verdiği eserleri ve John Partridge’in astrolojiyi reforme girişimlerini bu alanda gösterilmiş son gayretler olarak görebiliriz. Bu dönemden sonra, yine İngiltere’de Sibley kardeşlerin gayretlerine şahit oluyoruz. Ebenezer Sibley, 1 700′ 1erin sonlarında büyük bir astroloji ders kitabı yayımladı. Sibley, astrolojiyi Kopernik ve Newton ‘un dünya görüşüne uygun hale getirmeye çalışıyordu. Metinleri ortaçağ mantığının ve modern mantığın bir karışımını içeriyordu.
Astroloji tarihi hakkında yazanlar, 19. yüzyılı diriliş, 20. yüzyılı canlanma dönemi olarak nitelendirirler. Astroloji, bu dönemde modern zamanlara adapte olmaya başlamıştı. 20. yüzyılın başlarında, başta Alan Leo olmak üzere, astrologlar teosofi ve astrolojiyi birleştirme gayretindeydiler. Amerika Birleşik Devletleri’nde Dane Rudhyar ve Marc Edmund, astrolojiyi insan potansiyellerini geliştirmek için bir araç olarak vurgulayan hümanist astrolojinin temellerini attılar. Bu çabalar, bugün Modern Astroloji olarak nitelendirdiğimiz tarzın temelini oluşturmuştur.
Kaynaklar:
Öner Döşer – Astroloji Okulu
* Robcrt Zoller, Arabic Astrology
* Firmicus M aternus, Ancient Astrology Theory and Practice, Mathcsos Libri Vlll, çeviri: Jean Rhys Bram
* Jamcs H. Holden, A History of H oroscopic Astrology, From the Babylonian Period to the M odern Age
* .1. Lce Lchman, Classical Astrology for M odenn L iving, From Ptolcnıy to Psychology & Back again
* A. Kadir Çüçen, Ortaçağ Felsefesi Tarihi, inkılap Kitabevi
* İsmet Zeki Eyuboğlu, Ortaçağ Düşüncesi, Pencere Yayınları