Klasik Astroloji ile Modem Astroloji Arasındaki Farklar
Klasik astroloji ile modern astroloji arasındaki genel yaklaşım ve teknik farkları maddeler halinde sıralamaya çalışacağım. Bunu yapmaktaki amacım hangisinin daha doğru çalıştığını saptamak değil, sadece aralarındaki ayırıcı farkları belirlemektir.
Klasik astroloji ve modern astroloji arasındaki en önemli fark, modern astrolojinin daha ziyade harita sahibinin psikolojisini öne çıkarması nedeniyle, tüm haritayı sadece harita sahibini ilgilendiren bir şey olarak almasıdır. Halbuki klasik astrolojinin bakış açısına göre bir kişinin doğum haritasındaki tüm enstrümanlar sadece onun kişiliğine veya sahip olduklarına ilişkin değildir. Çünkü o, harita sahibine ait göstergeleri ASC’deki burç, ASC’nin yöneticisi, l. evde yerleşmiş gezegenler (özellikle ASC’ye en yakın duran) olarak belirler. ASC derecesine açı yapan gezegenler de, kişilik ve kişiliğin nasıl kullanıldığı üzerinde etkilidirler. Yani bu enstrümanlar dışındaki gezegenler, harita sahibinin hayatındaki diğer kişileri ve konuları anlatmaktadır. Onun kişiliği ile ilgili değildir.
Öngörüler de buna dayalı olarak yapılır. Çünkü klasik astroloji bir haritada kimin kim veya neyin ne olduğunu iyi belirlenmeden doğru öngörülerde bulunulamayacağı kanısındadır. Klasik yöntemler nesnel gerçeklere odaklanır, psikolojik gelişmelere değil. Sonuçta, önemli bir etki gerçekleştiğinde, bu etkinin kimin üzerinde veya hayatında gerçekleştiğini öngörmek önemlidir. İşte bu yüzden klasik astrolojide evlerin incelenmesi (betimlenmesi) çok önemli bir yer tutar. Örneğin 7. ev söz konusu olduğunda klasik astroloji, modern astrolojide olduğu gibi harita sahibinin ikili ilişkilerine veya evliliğine nasıl baktığı veya karşısında nasıl birini istediği ile ilgilenmez.
Klasik yöntemler bizi bu ev ile ilgili şöyle bir yol takip etmeye yönlendirir:
1 – Bu kişi evlenecek mi?
2- Eğer cevap evet ise, nasıl bir kişiyle evlenecek?
3- Evlilik nasıl gelişecek? İlişki iyi gidecek mi? Kişi mutlu olacak mı?
4- Evliliğin sonuçları ne olacak? Kötü bir gidiş söz konusu ise, buna kim sebep olacak?
Modern astroloji, haritayı bir bütün olarak ele alır. Klasik astroloji ise, hayatın farklı alanlarına yoğunlaşır; hayatın farklı alanlarında meydana çıkması olası durumları saptamak için özel göstergeler belirler. Örneğin evlilikle ilgili göstergeler, çocuklarla ilgili göstergeler, kariyerle ilgili göstergeler, sağlıkla ilgili göstergeler, finansal durumla ilgili göstergeler, vs. .
Klasik astroloji, harita içerisindeki gezegenlerin birbirleriyle ve önemli referans noktalarıyla yaptıkları açıları öncelikli olarak ele almaz; bunları ikinci sıraya yerleştirir. Modern astrolojide ise açılar daha önceliklidir. Klasik astrolojide, açının yaklaşan bir açı mı, yoksa uzaklaşan bir açı mı olduğu çok önemlidir. Bu yaklaşım, özellikle Saat Astrolojisi pratiğinde çok önemli bir yer tutar ve Natal Astroloji‘ye de miras kalmıştır. Modern astroloji ise, bunlara öncelik vermez. Modern astrolojide açıların belirli toleransları vardır. Klasik astrolojide ise bu toleranslar farklı açılar için değil, gezegenler için geçerlidir.
Klasik astrolojide, psikolojik analizler yoktur, karakter analizleri vardır. Fakat bu analizler modern psikolojinin derinliğine sahip değildir. Örneğin klasik astrolojide, harita tipleri (lokomotif, kova, bohça vs) yoktur. Modern astrolojide ise bunlar harita sahibinin psikolojisini veya hayatın hangi alanlarına daha fazla çekildiğini saptamak için kullanılır. Benzer şekilde Ay fazları da (yeniay tipi, dolunay tipi, balsamik tip vs) de modern astrolojinin harita sahibinin eğilimlerini saptamakta öncelik verdiği şeylerdir; fakat bunlar klasik astrolojide kullanılmamışlardır.
Klasik astrolojide Ptolemik açılar olarak adlandırılan altmışlık, kare, üçgen, karşıt ve kavuşum kullanılır. Modern astroloj ide ise minör açılar da kullanılmaktadır (özellikle 45 , 135 ve 1 50 derecelik açılar). Ayrıca T-Karc, Büyük Kare, Büyük Üçgen, Y od gibi açı kalıpları da klasik yöntemler arasında görülmez. Modern astrolojide ise bu açı kalıplarının yorumlanması oldukça önem kazanır.
Modern astroloj ide bir gezegenin yanık olması veya boşlukta olmasının ayırıcı bir özelliği yoktur. Klasik astroloj ide ise bu çok önemli bir ayrıntıdır. Modern astrolojide haritanın gece veya gündüz haritası olmasının ayırıcı bir özelliği yoktur. Klasik astroloji ise, haritanın analizinin neredeyse en başında eldeki haritanın bir gündüz haritası mı, yoksa bir gece haritası mı olduğuyla ilgilenmeye başlar. Gezegenlerin güçleri açısından bu çok önemlidir. Arap Noktaları‘nın saptanması da yine eldeki haritanın bir gündüz haritası mı, yoksa bir gece haritası mı olduğuyla birincil derecede ilgilidir.
Dönemsel olarak klasik astrolojinin kapsamına giren yakınçağ öncesi astrologlar Uranüs, Neptün ve Plüto‘yu bilmiyordu. Modern astrolojide ise “Jenerasyon Gezegenleri” olarak nitelendirdiğimiz bu üç gezegen ve Kiron (Chiron ), astrolojik analizlere önemli ölçüde katılmaktadır. Modern astroloj ide, özellikle son dönemde asteroitler de yoruma katılmaktadır, ki bunlar da klasik astrolojinin kapsamına girmezler. Benzer şekilde Varsayımsal Gezegenler de (Hypotetical Planets) bilinmiyorlardı. Modern astroloj ide bunlar da kullanılmaktadır. Klasik astrolojide sadece geleneksel enstrümanlar kullanılmaktaydı: yedi geleneksel gezegen, ay düğümleri, Arap Noktaları, doğumdan önceki dolunay ve yeniay dereceleri ( syzygy ya da SAN), Sabit Yıldızlar. Modern astrolojide ise bunların pek çoğu ya kullanılmamakta ya da eski dönemlerde olduklarından farklı şekilde kullanılmaktadırlar.
Klasik astrolojide, burçların hakkında yorum yapmaktan ziyade, burçların niteliklerinin listelendiğini görürüz. Eski metinlerde, burçlarla ilgili genel olarak onların element doğaları, harekete geçme tarzları, fiziksel katkıları gibi yaklaşıınlar verilmiştir. Modern astrolojide ise, burçların element (erinin, harita sahibinin kişiliğini tasvir etmek için kullanıldığını görürüz.
Modern astrolojide kullanılan İkincil İ lerletmeler (Secondary Progressions) ve Güneş Yayı Kadar İ lerletmeler (Solar Arc) önemli öngörü araçlarıdır. Klasik astrolojinin kapsadığı dönemlerde bunlar kullanılmamaktaydı . Aslında İkincil İlerletıneler ilk kez, Rönesans dönemi astroloğu Placidus di Tiıo ‘nun “Prim um Mobile ” kitabında görülmektedir. Ama bu tekniğin etkin bir şekilde kullanımı modern astrolojinin dönemine denk düşmektedir. Klasik astrologlar ağırlıklı olarak, günümüzde fazlaca kullanılmayan Birincil İ lerletmeler, Kaydırmalar (Profcctions ), Terim Yöneticilikleriyle İ lerletıneler (Dirccting by Tcrms) ve Firdaria’ları kullanmışlardır (Gezegen Periyotları).
Transitlerin kullanımı modern astrolojide en öncelikli sırayı alırken; klasik dönem astrolojisinde diğer tekniklerden sonra kullanılmaktaydı. * Modern astroloji, bireylerin ihtiyari veya koşulsuz seçim yapma özgürlüklerine yüksek değer verme eğilimindedir. Modern astroloji bakış açısıyla öngörü ancak öğrenme, büyüme, dönüşüm ve öznel tavırlar anlamında ifade edilirse gerçekleştirilebilir bir şeydir. Klasik astroloji bakış açısıyla ise, insan ancak belli bir oranda özgürdür ve kaderin öngörülebilmesi de onun doğum haritasında belirlenmiş olan bazı limitlerini aşamamasından kaynaklanır. Klasik bakışla, insanın karakteri değişmez; sadece çevresinde oluşan şartlara uyum sağlamayı öğrenir.
Kaynaklar
Öner Döşer – Astroloji Okulu