Bizler, sizin dördüncü-boyut dediğiniz bir başka frekans alanında yaşıyoruz. Bu yüzden sizleri de farklı bir biçimde görüyoruz; sizi, sizin algıladığınızdan farklı bir enerji hali içinde algılıyoruz. Sizi, birbirinin içine nüfuz eden enerji alanları olarak algılıyoruz.
Bu alanların ilki, trilyonlarca hücreye uzanan çeşitli kimyasal, biyokimyasal ve elektriksel işlemleriyle, sizin de iyi bildiğiniz fiziksel bedendir. Ama, biz sizin fiziksel bedeninizi genelde bir uzay olarak görürüz. Biz onu, yıldızlardan oluşan bir galaksi olarak görürüz; çünkü her bir atom, çekirdeğin merkezi güneşi, elektronların da onun çevresinde dönen gezegenleri oluşturduğu bir güneş sistemine benzer.
Mısır geleneğinden gelen hermetik simyacıların bildirdiği evrensel bir yasa yardır. Bu yasaya göre, “Yukarıda nasıl ise, aşağıda da öyledir.” Bu, yaradılışın tüm düzeylerinde, her düzeyin, altındaki ve üstündeki düzeyin bir kopyası olduğu anlamına gelir. Böylece, güneş sisteminde gezegenler merkezi Güneş’in çevresinde dönerken, atomda da elektronlar merkezi çekirdek etrafında dönerler. Güneş sisteminizin büyük bir kısmı uzaydan oluşmaktadır, sizin bedeninizin büyük bir kısmı da öyle, boşluktan oluşmaktadır.
Gerçekten de, fiziksel bedeninizde muazzam ölçüde bir boşluk vardır ve bedeninizin katı madde olduğu bir illüzyondur. Sizin biliminiz bile, bedeninizin yüzde 99 ‘undan fazlasının boşluktan oluştuğunu ortaya çıkarmıştır. Biz sizin bedeninizi hissettiğimizde, onu katı değil, uzaysal olarak görürüz. Bu yüzden, biz, fiziksel bedeninizi sizin gibi hissetmeyiz. Biz sizi yürüyen, hareket eden bir yıldızlar galaksisi olarak görürüz.
Böylece, bu alan size fiziksel olarak katı görünse de, bu ışığın, enerjinin görüş noktasından çok farklıdır. Bu fiziksel alana nüfuz eden ikinci enerji alanına biz “Ka” deriz ki siz bunu pranik beden olarak düşünebilirsiniz. Prana, kadim geleneklerin yogilerinin ortaya çıkardıkları gibi, oksijendeki asli yaşam-gücüdür, ama sadece sizin oksijen dediğiniz şey değildir. Bitkilerin yoğun olduğu veya akarsuların bulunduğu bölgelerde prana bollaşır. Prana yaşamgücüdür, ve o hem fiziksel bedene, hem de bizim Ka dediğimiz pranik bedene nüfuz eder. Bu Ka, aslında, fiziksel bedenden geçen yaşam-gücünün kaynağıdır. Fiziksel bedenin ve onun enerji alanlarının daha süptil bir enerji halinde- bir kopyası olduğundan,
Ka’ya bazen spiritüel ya da eterik ikiz de denir. Mısır Simyası‘na aşina olanlar “Ka” terimini hatırlayacaklardır; burada Ka, ölümsüz ruh olmamakla birlikte, fiziksel bedenin ölümünden sonra, bir süre daha varlığını sürdürebilen enerji ikizidir.
Fiziksel bedeninizden geçen ve Ka’yı çoğaltan prana olmasaydı, siz yaşayamazdınız. O yaşam gücünün ta kendisidir. Bundan dolayı, sizinle paylaşacağımız yöntemlerin bazıları, fiziksel bedeniniz denen galaksideki pranik akışı dengeleyici ve sürekli kılıcı yöntemlerdir ki bu sağlık için, var olabilmek için yaşamsal bir öneme sahiptir! Siz duygusal, kozal ve astral denen başka süptil bedenlere sahip olsanız da, biz öncelikle Ka üzerinde odaklanacağız; çünkü bu bedenin gelişimi size, yüksek bilince doğru muazzam bir ivme kazandıracaktır.
Şekil 1 ve 2’ye bakarken, tüm iki-kutuplu manyetik alanların benzer biçimlere sahip olduklarını hatırlayın. İkikutuplu manyetik alanlar -çubuk mıknatıslar, elmalar, gezegenler ve insanlar gibi- farklı formları içerir. Şekil 1 c’de, insan bedenini çevreleyen manyetik alanın iki-boyutlu bir temsili resmini göreceksiniz. Sizin bedeniniz, merkezi sütununa, çeşitli kadim ezoterik gelenekler tarafından bazen merkezi kanal, orta sütun, pranik tüp ya da antakarana denen iki-kutuplu bir mıknatıstır. Biliminizin de ortaya çıkardığı gibi, tüm iki-kutuplu mıknatıslar, üç-boyutlu olarak bir “tüp kaval“a benzeyen bir alan yayarlar. Bu alan, bedenin çevresinde üç-boyutlu olarak hareket eder.
Bu tüpün ortası bir enerji kanalıdır. Bu aslında fiziksel bedenin yaydığı manyetik alanın merkezi sütunudur. Yani, bu merkezi sütun, yaşamın temeli olan elektromanyetik alanın orta kanalıdır. Ezoterik anlayışları içinde, birçok farklı kültür, bu merkezi sütun ya da pranik tüple ilgili yöntemler geliştirmiştir. Bundan dolayı, bir enerji sistemi olarak siz insanların, dikkatinizi vereceğiniz en önemli alan Ka, yani, pranik bedendir.
Yaşam gücünü (pranayı) nasıl içinize çektiğiniz ya da çekemediğiniz, organlarınızın ve bedensel sisteminizin ne kadar enerjiye sahip olacağını belirler. Ka, düşüncenizin berraklığını, gücünü ve etkisini belirler; o ayrıca, duygunuzun niteliğini de belirler. Eğer Ka’nın düzeni bozulursa, o zaman diğer alanların da düzeni bozulur -fiziksel beden daha düşük bir enerji düzeyinde çalışır, düşünce gücü zayıflar ve duygular altüst olur.
Peki, Ka’ya nasıl daha fazla prana getirmelisiniz ki, o fiziksel bedeninize ve diğer süptil bedenlere daha fazla ışık yaysın. Şimdi yanıtlamak istediğimiz asıl soru budur. Burada anahtar, bedeninizin ortasında boylu boyunca uzanan pranik tüpte yatmaktadır. Bu pranik tüp, aşağı yukarı, gezegeninizdeki yogilerin “sushumna” dedikleri yola tekâbül etmektedir. Sushumna, kundalini enerjisinin ya da yaşam-gücünün omurganın tabanından yükselip, bedenin enerji merkezlerinden (çakralardan) geçerek en üst merkeze ulaştığı yoldur.
Burada o tepe çakrasıyla buluşur ve insanın bilincini “kozmik bilince” ya da Varolan Tek Şey’le bağlantıya açar -ki bu son derece yüksek bir bilinç halidir! Yaşam-gücü enerjisi, sushumna denen bu yol boyunca yukarı çıksa da, beden üzerinde fiziksel bir inceleme yapıldığı takdirde bu yolu bulamazsınız. Bu süptil bir enerjidir. Ama, o vardır. O, dünyanızdaki başka herhangi bir şey kadar gerçektir, yalnızca o, duyularınızla algılayabildiğiniz o yüzde birlik realitenin dışındaki bir frekans alanında bulunmaktadır. Ancak, pranik tüp, sushumna’dan farklı olarak, omurga yolunu izlemez; onun yerine, başın tepesinden girip, perineden (üreme organları ile makat arasındaki orta noktadan) çıkan düz bir çizgi oluşturur. (Bkz. Şekil 4)
Bu pranik tüp aslında Yerküre’ye uzanır. Bilinç gelişiminize bağlı olarak, o ya Yerküre’nin yüzeyine hafifçe bağlantılı olacak, ya yüzeyin beş-on santimetre altına inecektir veya o, Yerküre’nin ta çekirdeğine kadar uzanabilir. Bu pranik tüp aynca, varlığın bilinç haline bağlı olarak, başın üzerinde, göğe doğru birkaç kadem boyunca da, birkaç bin mil boyunca da uzanabilir.
Genel olarak konuşursak, pranik tüpünüzün genişliği, baş ve işaret parmaklarınızın uçlarını birleştirdiğinizde ortaya çıkacak halka kadardır. Bu tüp, omurgayla birlikte eğilmez. O, başın tepesinden direkt olarak perineye uzanır. Bu pranik tüpe odaklanma, sizin, Ka’yı aktive etmek, fiziksel bedendeki prana akışını artırmak için kullanacağınız başlıca yöntemdir. Şimdi size, Ka’yı geliştirmek için üç özel yöntem vereceğiz, ve sonra yaşamınızdaki bazı şeyleri artırmanızı ve bazı şeyleri de azaltmanızı tavsiye edeceğiz.
Bu konuda özgür iradeye sahip olduğunuzu ve seçimlerinizi asla yargılamadığımızı bilin. Ancak, eğer Ka’yı geliştirip güçlendirmek istiyorsanız, yapmanız ve yapmaktan kaçınmanız gereken bazı şeyler vardır. Bu, bu kadar basittir. Öyleyse, şimdi, sağlık ve yüksek bilinç için gerekli enerji hâkimiyetini geliştirebilmeniz için, Ka’nın ve pranik tüpün farkında olma sürecini başlatacak yöntemleri inceleyelim.
Kaynak:
Hathor Bilgileri – Tom kenyon & Virginia Essene