Klasik astroloji, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan bilgilerden oluşur. Modern astroloji ise, geçtiğimiz yüzyıldan itibaren oluşan bilgileri kapsar. Tarihsel gelişim sürecine göre bakıldığında, eskiden yeniye doğru ilerleyiş mantıklıdır. Astrolojiye başlangıç noktası, klasik astroloji metotlarını öğrenmekten geçer. Astrolojiyi sağlam ve metotlu bir şekilde öğrenirsek, daha sonra öğrenecek olduğumuz ileri seviye teknikler ve modern teknikleri bu sağlam temel üzerine rahatça oturtabiliriz. Klasik bilgileri edinerek, günümüzde kullandığımız tüm tekniklerin kaynağına inmiş, günümüz yeni akımlarının ve psikolojik kavramlarının yoğunluğunun arasında, astrolojinin temeli olan haritanın iyi analizi üzerine oturtulabilen öngörüsel teknikleri de kaybetmemiş oluruz.
Klasik Astroloji nedir?
Klasik Astroloji, iki farklı yönde kullanılan özel bir terimdir. Birincil anlamıyla, Helenistik dönem, Roma dönemi ve erken Bizans İmparatorluğu dönemine ait dönemi ifade etmek için kul lan ılır. Bu anlamıyla, Antik Astroloji Kelimesiyle özdeşleştirilebilir. İkincil anlamıyla ise, astrolojinin başlangıcından itibaren, özellikle batı dünyasında, 1 700’lar öncesi dönemlere ait olan tüm astroloji ekollerinin genel ifadesi olarak kullanılmaktadır.
Bu ifadenin içerisine Helenistik Astroloji, Ortaçağ Astrolojisi, Rönesans Astrolojisi de dahil edilmektedir. Bu konuda, Klasik Astroloji denirken, hu ifadenin ikincil anlamı esas alınmıştır. Giriş yazısında da bahsettiğim gibi, Klasik Astroloji ifadesini tercih etmemin sebebi, “klasik kelimesinin sözlükteki karşılığı “üzerinden çok zaman geçtiği halde değerinden kaybetmeyen eser” veya “eskiden kalma olup gelenek halini almış usuller” şeklinde geçiyor olmasıdır. Klasik Astroloji üç ayrı döneme ayrılır.
Birincisi, horoskop astrolojisinin keşfini takip eden dönemde ortaya çıkan, Yunanca ve Latince yazı lan her şeyi kapsayan ve 5. yüzyıla kadar belirgin bir şekilde etkili olan ” Helenistik Astroloji” ya da “Antik Yunan Astrolojisi”dir.
İkincisi, Yunan Astrolojisi‘nin Arap, Acem ve Musevi astrologlar tarafından geliştirilmesine ve hunun ortaçağ Latinleri tarafından benimsenmesine işaret eden “Ortaçağ Astrolojisi“dir.
Üçüncüsü ise. ortaçağ dönemi bilgilerinin reforme edilmeye başlandığı 1 500’lerden yaklaşık 1 700’lere dek süren “Rönesans Astrolojisi” ya da “Geleneksel Astroloji“dir. Kitabın ilerleyişi içerisinde, M.S. l. yüzyıldan Manilius‘tan haşlayarak, etkileri Antik Elelenislik Astroloji döneminden Dorotheus of Sidon, Cladius Ptolemy, Vettius Valcns, Julius Firmicus Maternus, Alexandrinus Paulus gibi isimlerin kullanmış oldukları tekniklere; Maşa ‘allah, Ömer Tiberiades, Ebu Ali El Hayat, Ebu Ma’şar, El Kindi, El-Qabisi (Alkabitus), Zahel, Haly Abenragel, El Biruni, İbn-i Ezra, Guido Bonatus gibi isimlerin ekolü olan Ortaçağ Astrolojisi tekniklerine; Johannes Schöner, Jean Baptiste Morin, Jeromc Cardan, Henry Coley ve William Lilly gibi isimlerin ekolü olan Rönesans Astrolojisi tekniklerine ve görüşlerine de yer verilecektir. Bu geniş yelpaze içerisinde, Ortaçağ Astrolojisi teknikleri ağırlıklı bir yer tutacaktır.
Neden Klasik Astroloji yöntemleri öğrenilmeli
Klasik teknikleri öğrenip, modern teknikleri bir kenara bırakmamız gerektiğini düşünmüyorum. Tam tersine, astroloji geleneğinin inceliklerini anlatan klasik metinlerden faydalanmak ve onları temel olarak almak, günümüz modern tekniklerini de ustalıkla bunların üzerine koymak gerekir. Amerikalı astrolog Robert Hand’ in şu sözlerine aynen katılıyorum:
“Geleneklerin eksiksiz bir teknik ve felsefi anlayışı üzerine temellendirilmiş akıllıca yenilikler. astrolojinin daha çok bir bilim gibi evrim geçirmesini ve zamanla, yapması gerekenler açısından daha başarılı olmasını sağlayacaktır. Gelenekten bihaber bir yenilik. sadece ilerlemesiz bir değişim yaratır. Geçmişe tutunmak ise, astrolojiyi tam olarak J 700 ‘ferde olduğu yerde, izole olmuş, entelektüel kesintiye uğramış ve gerçek değeri ne olursa olsun. artarak önemsizleşen bir noktada bırakacaktır. “
Kaynak:
Öner Döşer – Astroloji Okulu